10 Haziran 2019 Pazartesi

Published Haziran 10, 2019 by with 0 comment

Gece Yürüyüşü: Fula Dağı Bisiklet ve Yürüyüş Yolu

Yaz sezonu geldi ve gündüz yürüyüşlerini yaz sonuna kadar askıya aldık. Yerine daha çok keyif alacağınızı düşündüğümüz gece yürüyüşü sezonunu açmış bulunmaktayız. Hem sıcaktan zorlanmadan hem de gecenin muhteşem sessizliği içinde yürümek isteyenlere tavsiyemiz: Fula Dağı Bisiklet ve Yürüyüş Yolu


Fula Dağı'na ulaşım Menemen aktarmadan 756 nolu eshotla sağlanıyor. Kozbeyli köyüne ulaştıktan sonra kısa bi asfalt yürüyüşü sonrasında Fula Dağına ulaşabilirsiniz. 16 km olan parkur hem bisiklet hem de yürüyüş açısından kolay ve keyifli. 8 km yürüdükten sonra Yeni Foça manzarısı eşliğinde geceyi geçirebilir gün doğumunu izledikten sonra kalan parkuru yürüyebilirsiniz. Gece yürüyüşlerinde yanınıza almanız gerekenler; yedek kıyafet, kafa feneri, uyku tulumu, bir öğünlük yiyecek ve su olarak sıralanabilir. Yürüyüşe 22.00 civarında başlayıp birkaç kısa mola sonrasında Yeni Foça'nın muhteşem manzarası eşliğinde ana mola ve uyku ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Gün doğumundan önce uyanıp güneşin doğuşuna hayranlık içinde tanıklık edebilirsiniz. Daha sonra kalan yolu yüreyerek 9.00-10.00 civarında köye dönebilirsiniz.

 
Gece yürüyüşlerinde gerek kalmadıkça kafa feneri kullanmadan yürürseniz daha iyi gördüğünüzü fark edeceksiniz. Geriye kalan her şey sizin gecenin ıssızlığı içerisinde kendinizi huzurlu bir yola bırakmanızda bitiyor.


Kozbeyli Köyü hem tarihi dokusu hem de yerel halkının misafirperverliği açısından ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri. Kozbeyli'nin tarihi sokaklarını dolaştıktan sonra Şakirin Yeri'nde meşhur dibek kahvesini içmeden ayrılmayın köyden.

 
Yürüyüş deneyimlerinizi ve çektiğiniz fotoğrafları bizimle paylaşmayı unutmayın.Keyifli yürüyüşler.


Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar 












Read More
      edit

11 Eylül 2018 Salı

Published Eylül 11, 2018 by with 0 comment

Foça Acar Camping




Ulaşım: 
Eski Foça ve Yeni Foça'dan kalkan dolmuşlarla ulaşım sağlanmaktadır.
Araçla gidecekler için otopark mevcut.
Otostop için avantajlı bir konumu var.

İmkanlar:
Duş, wc, bulaşık yıkama alanı, cafeterya ve buzdolabı var.
Bulunduğunuz alana priz ve seyyar ışık isteyebilirsiniz.
Çadır kiralama var.
Dışarıdan yiyecek-içecek getirebilirsiniz.
Kalabalık bir grupsanız suyu damacana olarak isteyin daha ucuza almış olursunuz.



Kamp Alanı:
Ağaçların altında ya da sahilde size gösterilen yerde kendi çadırınızı kurabilirsiniz.
İşletmenin karşısındaki yola girin sağ ve sol taraflarında odun bulabilirsiniz .
Mangal ve varil üzerinde ateş yakılıyor.
Telefon çekiyor.
Damsız giriş yasak.

Uyarılar:
Yaz aylarında günübirlikçi akını var. Ama akşamları sakin oluyor.
Denizi kolay derinleşiyor dikkat edin.
Alanda çöp bırakmayın, çöp poşeti istediğinizde size temin ediyorlar.

İletişim: 
05383656429


“Hızlı ve hafif bir şekilde seyahat etmek istiyorsan, bütün düşmanlıklarını, kıskançlıklarını, bencillik ve korkularını geride bırakıp yola hafif bir şekilde çıkmalısın.” – Cesare Pavese


Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar
Read More
      edit

14 Ağustos 2018 Salı

Published Ağustos 14, 2018 by with 0 comment

İzmir'deki Yuvamız: Kaynaklar Kamp ve Tırmanış Alanı




Kaynaklar kamp alanına ulaşım Buca Hasanağa Parkı önünden kalkan dolmuşlarla sağlanmaktadır. Dolmuşun son durağında indikten sonra köyden 10-15 dakika yürümeniz gerekmektedir. Kendi aracınızla da kamp alanına ulaşım mümkün. Köyde market, manav, restoran, fırın ve umumi tuvalet bulunuyor.



Kaynaklarda tırmanış, kamp ve trekking yapılmaktadır. Ayrıca ücretsiz ve ulaşımın kolay olması İzmir'deki yuvamız  tanımını açıklamaktadır.



Ve gelelim Kampiz'e... Ekibimizle 2017'nin Aralık ayında Kaynaklar'da kamp yaptık. Temamız: Daha çok kamp, daha çok kitap'tı. Kampa katılanlar kitaplıklarında bulunan fazla kitapları yanlarında getirdiler. Bizde bu kitapları Türkiye'de kitap ihtiyacı olan okullara gönderdik. Mardin'den Kiraz'a, Siverek'ten Şırnak'a...
 

Kaynaklar kampında hava muhalefeti nedeniyle çok güzel şeyler yaşadık. Evet, yağmurluydu ve hiç unutmayacağımız bir kamp yapmıştık. Çadırlar kurulduktan sonra akşam için kamp ateşimizi yaktık. Kamp ateşiyle birlikte yağmur başladı. Kampiz kamplarının vazgeçilmezi yağmur yine bizimleydi. Fakat gece boyunca kimse ateş başından ayrılmadı, kimse sıkılmadı ve kamp ateşi hiç sönmedi. Birkaç saat yağmura maruz kaldıktan sonra şöyle bir konuşmaya tanık olduk. Bir dostumuza başka bir dostumuz fazla yağmurluğu olduğunu isterse ona verebileceğini söyledi. Dostumuz da "Buradaki herkes ıslanırken benim yağmurluk giymem doğru olmaz." dedi.

Yıllardır kamp yapıyor olabilirsiniz, pek çok insan tanımış ve çok fazla yer gezmiş olabilirsiniz. Fakat böyle güzel insanlar tanımış olamazsınız. Çünkü yağmurda arkadaşları ıslanırken yağmurluk giymeyi kabul etmeyen yüreği güzel insanları hiç unutamazsınız.

 

Kaynaklar herkesin kolay ulaştığı rahatça kamp yapabildiği bir alan. Aslında bu Kaynaklar'ın çöplüğe dönüşmesinin en büyük nedeni. İnsanlar bir yere ne kadar kolay gidebiliyorsa arkalarında bir o kadar çöp bırakıyorlar. Bilinçsizce çöplerin kamp alanına bırakılması Kaynaklar'ı günden güne bitiriyor. Siz orada birkaç gün kamp yapıyorsunuz ama sigara izmariti 2 yıl, sakız 5 yıl, pil 300 yıl, pet şişe 400 yıl, plastik 1000 yıl ve cam şişe 4000 yıl orada kalıyor. 

Lütfen yuvamızı temiz tutun! Kamp alanının çıkışında, köy girişinde çöp konteynerı mevcut. Gelişi güzel çöplerinizi doğaya atmaktan vazgeçin. Bunları yapanları da uyarmaktan çekinmeyin. Uyarın ki İzmir'deki yuvamızı  kaybetmeyelim.


"Boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et. 
Doğayı düzeltmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren…”  - William Reich


Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar



Read More
      edit

6 Ağustos 2018 Pazartesi

Published Ağustos 06, 2018 by with 0 comment

Denizin Kıyısında Çamların Altında: Bademli Çam Kamp

Çam Kamping Ulaşım

Çam Kamping, Dikili'nin Bademli Köyünde bulunmakta ve ulaşım Dikili otogardan dolmuşla sağlanmaktadır.  Kamp alanında tuvalet, duş, lavabo ve bulaşık alanı mevcuttur. Kendinize ait çadırda kalabilir ya da işletmenin çadırlarında konaklayabilirsiniz. İşletme ismini alanda bulunan çam ağaçlarından almaktadır. :D :D Çam ağaçlarının altında olması ve denize sıfır konumuyla muazzam bir kamp deneyimi yaşayabilirsiniz. Fiyatlar konusunda biraz acımasız olduklarını söylemek gerekebilir. Kişi başı 40 tl gibi bir ücret alıyorlar. İşletme sahipleri Karadenizli; sizin de Karadeniz'de akrabanız, eşiniz ya da dostunuz varsa ordan yürüyün. Biz 15-20 dakika sohbet ederek etkinliğimiz için fiyatı 20 liraya kadar düşürdük. Baktık daha konuşursak ortak olacağız, yeterli dedik. :D


İşletmede ortak kullanabileceğiniz buzdolabı ve alışveriş yapabileceğiniz restoran mevcut; dışarıdan yiyecek içecek getirebilirsiniz. Biz alışverişi dışarıdan yapıp içeceği restorandan aldık. Daha sonra restoranın denizin dibindeki masalarında dillere destan bir kahvaltı yaptık. Tabi yiyip içtikten sonra masaları silip düzelttiğimizi söylemeye gerek bile yok. Siz de öyle yapın.


İşletmenin sağ ve sol tarafında plaj mevcut, sizler isterseniz daha sağda kalan beachlere bir bakabilirsiniz. Biz Bademli'nin denizini sevdik ve orada denize girdik. Alttaki fotoğrafta Prenses ve Mery.. Kampın güvenlik şefleri gibi görünmelerine aldanmayın onlar da çok mutlulardı. Dostlarınız olmadan kampa gitmeyin kamplar onlarla daha güzel. 



Birbirini tanımayan bir avuç insan, birbiriyle yeni tanışmış bir grup insan, birbirini yıllardır tanıyor hissine kapılmış kocaman bir aile. Kamplarda yeni insanlarla tanışmaktan çekinmeyin, birbirinizle yardımlaşın. Bu kamp bizim en güzel etkinliklerimizden biriydi. Bu etkinlikten önce genellikle oğluyla kamp yapan bir takipçimizle konuşuyordum. Hiç toplu kampa katılmamış, nasıl olduğunu merak ediyordu ve endişeleri vardı. Kendisiyle konuştuktan sonra kamptan sonra tekrar konuşmak istediğimi söyledim. Çünkü bizi öven herhangi bir şey söylemedim. Abi gidiyoruz, isteyen istediği şekilde takılıyor, dedim. Sadece birbirimize yardım ediyoruz ve saygı gösteriyoruz. Sevginin, hoşgörünün hatta saygının bulaşıcı olduğuna inanıyoruz. 35 kişinin her birinin böyle olup bir araya geldiğini sanmıyoruz. Ama bu 35 kişinin topluluğumuzun sevgi, hoşgörü ve saygısından etkilendiğine eminiz. Kamptan sonra da hemen hemen bunları konuştuk ve toplu kamplara dair görüşlerinin değiştiğini görmek... Beni hiçbir şey bu kadar mutlu edemezdi.




Cumartesi akşamı ateş başında Ekrem Anamur'la tanıştık ve birden kendimizi bir youtube videosunun içinde bulduk. Hazırlık falan yok. Her zamanki gibi içimizden ne geçiyorsa onu anlattık. Çok konuştuk, o kadar çok konuştuk ki bir an kendimizi ünlü gibi hissettik. En iyisi alta videoyu bırakalım ordan izleyin. İyi seyirler. :)






Sevgi gönüllerin arasındaki köprüdür, birbirimizi sevelim.


Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar



Read More
      edit

20 Temmuz 2018 Cuma

Published Temmuz 20, 2018 by with 0 comment

Balçova Terapi Ormanı - Doğa Yürüyüşü

Balçova Terapi Ormanı Ulaşım Güzergahı
Balçova Terapi Ormanına, Balçova Termal Tesislerinden giriş yapılmaktadır. Giriş için herhangi bir ücret alınmamaktadır. Balçova Termal Tesislerine eshot veya özel aracınız ile ulaşabilirsiniz. Ekibimizle Balçova Termal Tesisleri önünde buluşup yürüyüşümüze başladık.

Balçova Terapi Ormanı Girişi


Balçova Terapi Ormanının oldukça zevkli bir yürüyüş parkuru mevcut. Parkur üzerinde ne kadar yürüdüğünüzü gösteren levhalar, dinlenme alanları, seyir terasları ve su kaynakları mevcut. Parkuru 4500 metre yürüdükten sonra sola patika bir yoldan inerek masal diyarı diyebileceğiniz alttaki görüntü ile karşılaşıyorsunuz. Ekibimizle burada yemek ve dinlenme molası verdik. Fakat bu patika yolda iniş yaparken çok dikkatli olmalısınız. Yol tek sıra halinde geçilebilecek kadar dar, eğimli ve kaygan. Bu sebeple mutlaka baton ve yürüyüş ayakkabınız olmalı.



Yürüyüşümüzde hava muhalefeti nedeniyle yağmura maruz kaldık. Yağmurluklarımız olduğu için fazla sorun yaratmadı. Hatta bu rotayı o kadar sevdik ki yürüyüşle yetinmeyip kamp yapılacak alanları keşfetmeye çalıştık. Yemek ve dinlenme molasından sonra parkuru geri yürüyerek yürüyüşümüzü tamamladık. Aşağıya da doğa yürüyüşleri hakkında bilmeniz gerekenleri ekleyip yazımızı tamamlayalım.



Doğa Yürüyüşleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sırt çantası: Sırt çantası olmadan olmaz. Mümkünse su geçirmeyen bir çanta tercih edin.
Su: Doğa yürüyüşü yaparken su kaynaklarına rastlamanız mümkün olsa da, siz yanınıza günlük su ihtiyacınızı karşılayacak kadar su almayı ihmal etmeyin. Spor yapacağınızı da hesaba katarak, taşımaktan üşenmeden çantanızda bulundurun.
Yiyecek: Sağlıklı bir sandviç, meyve ve kuru yemişler (fındık, ceviz, badem, kuru incir ve kuru kayısı gibi) doğa yürüyüşü için ideal yiyecekler. Fazla tuzlu veya fazla şekerli yiyecekler sizi normalden daha fazla susatacağı için tercih etmemekte fayda var.
İlkyardım çantası: Ne olur ne olmaz. Yanınıza yara bandı yahut sürekli kullandığınız ilaçları alın.
Kıyafet: Hava durumunu kontrol ederek başlayın. Yola çıkarken giydiğiniz ayakkabıların aktiviteye uygun olduğundan emin olmalısınız. Daha önce giydiğiniz ve rahat olduğundan emin olduğunuz bir ayakkabı tercih edin. Kesinlikle ilk kez giyeceğiniz bir ayakkabıyla doğa yürüyüşüne çıkmayın. Tabanı kaymayan, su geçirmeyen, sıcak tutan ve çok ağır olmayan spor ayakkabılar ve dağ botları doğa yürüyüşleri için idealdir. Giysilerinizin de rahat olmasına özen gösterin. Giysileriniz ince ve kalın katmanlardan oluşsun ki aniden değişen hava koşullarına rahatlıkla uyum sağlayabilin. Çantanıza mutlaka yedek giysiler de alın. Yağmurluk da almayı unutmayın.
Kibrit veya çakmak: Ateş yakma niyetiniz olsun olmasın, siz yanınıza her ihtimale karşı ateş yakmak için kibrit veya çakmak almayı ihmal etmeyin.
Çakı: Yiyecekleriniz için kullanmanın yanı sıra bir çakı pek çok farklı işe de yarayabilir. Çantanıza atmayı unutmayın.
Poşet: Hayran hayran gezip, yürüyüş yaparken çöplerinizi etrafa gelişigüzel atmazsınız değil mi? Peki çöpleri ne yapacaksınız? İşte bunun için yanınıza bir kaç tane poşet almanızda fayda var.




Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar

Read More
      edit
Published Temmuz 20, 2018 by with 1 comment

Şiir Kamp.İz'de...






GÜLÜŞ SICAKLIĞINDA

Ebemkuşağında saklı sabahlara günaydın diyorum.
Tüm acı hatıraların yerini gülümseten anlara bıraktığı,
İçimizi ısıtan sıcacık gülüşlerle bezenmiş,
Vicdanın en eşsiz mücevher olduğu,
Huzura susarcasına sarılmış
Umut dolu sabahlar...
Nazım'ın güzel günleri tadında,
Kelebek kanadı edasında,
Bahar havasında,
Şükür kadar manevi günler diliyorum.
Bayram sofrasına oturmuş kalabalık aileler istiyorum.
El ele güneşe koşan topluluklar...
İlk adımlarının heyecanını yaşayan minicik ayaklar...
Eski dünyanın kasvetini bi kenara bırakıp
Uçurumun kenarında bile hayattan vazgeçmeyen,
Hatalarından dibine kadar ders çıkarıp,
Tekrarlamayan, pişman olmayan
Ümitli yürekler istiyorum.
Merhamet istiyorum yeni evrenden,
Şevkat diliyorum.
Dilan Yılmaz


.

Kanton kanton büyürken yokluğunda özerk acılar, 

varoş acılar büyütüyorum sana. 
Kendi halinde, kar altında. 
Ergen ölmüş çocuk bedenleri, sınır boylarında eksik yazılı 'Kader'ler.
Savaşçılar gücenir! Çatışma çıkar!
Bir çadırkent kadar soğuk, bir namlu ağzı kadar davetkar bir savaşın orta yerinde öptüm ayak bileklerini. Yırtıldı gök, kanadı rahmi insanlığın. Bir jilet gibi keskin tuz kadar acıydı.  Portakal kokusu,tütün kesiği bu. 
Bunun adı yok, 
Kimliğim kuşatma altında.
Gel ve öldür beni
Kır kuşatmamı 
dörde böl bedenimi
Yanmış ormanlar, katır izleri
kar altında dağlar bekler bizi
Yorgun savaşçılar 
Arınmış kentler 
Vurulmuş çocuklar bekler
Metropol kimsesizlikler
Buz kesmiş yalanlar
Siyasi çıkmazlar bekler
Gel, barıştır bizi
Sevmeyi öğret bize
Şiiri katık etmeyi
Bir şarkıya eşlik etmeyi öğret,
Çoktan bitmesi gereken, çocuk katili bir savaşın orta yerinden uyandır bizi.
Gel, böl uykumuzu
Torağımız ol
Ekmeğimize tuz
Tuzumuza tat
Öfkemize hınç ol
Gel ve geç sınırı 
Haddimizi aşmayı 
Sesimizi yükseltmeyi
Kafa tutmayı öğret bize
Cizre'de komşum ol
Suruç ta kefenim
Gel, hafızam ol.

Read More
      edit

19 Temmuz 2018 Perşembe

Published Temmuz 19, 2018 by with 0 comment

Dikili Aşıklar Şelalesi

Aşıklar Şelalesi'ne Dikili'den taksi, Ayvalık araçları ya da otostopla ulaşabilirsiniz. Çanakkale yolu üzerinde Aşıkları Şelalesi tabelesını gördükten sonra inip kendi imkanlarınızla ya da otostopla işletmeye ulaşım sağlayabilirsiniz. Güzergah olarak otostop için güzel bir noktada bulunuyor. Ekibimizin çoğunluğu otostopla gelmişti.

Dikili - Aşıklar Şelalesi Yol Güzergahı


Aşıklar Şelalesine ulaştığınızda girişte otopark ve restoran göreceksiniz. İşletme sizden giriş için 10 TL alıyor ve fiş veriyor daha sonra işletmeden alışveriş yaptığınızda fişi gösterirseniz toplam ücretten 10 TL'yi düşüp hesaplıyor. Yani sizden konaklama ücreti istemiyor sadece işletmeden az da olsa alışveriş yapılmasını istiyor.

Aşıklar Şelalesinde çok sayıda şelale bulunmakta bunları gezebilir, ağlayan mağarayı görebilirisiniz. Girişte şelaleleri gösteren bir harita ve yol üzerindeki taşlarda kırmızı işaretler mevcut. Hatta bizim kamp yaptığımız alanı gösteren yön işaretlerimizi hala orda görebilirsiniz. Biz kamp için Ece Çağlayanını seçtik alan olarak daha geniş, düz ve şelalenın daha büyük olması bunda etkili oldu. Alttaki videoda kamp alanımızın drone görüntüsü mevcut.


Kamp alanına dışarıdan yiyecek içecek getirmek yasak. Fakat yazının başında belirttiğimiz gibi işletmeden az da olsa bir alışveriş yaptığınızda dışarıdan yiyecek içecek getirmenizi sorun etmiyorlar. Bizim kamp yaptığımız alana ulaşmak için oldukça zorlu bir yolu takip etmeniz gerekiyor. Yolda 4-5 defa dereden karşıya geçmek zorunda kalıyorsunuz. Bu sebeple yanınıza yedek ayakkabı, çorap ya da deniz ayakkabısı almanız önemli. Biz geçilen yerleri taşla belirledik ama suyun yükseldiği zamanlar taşların bir önemi kalmıyor, ıslanıyorsunuz. Alanda odun mevcut fakat ateş yakmak yasak; tavsiyemiz kontrol edemeyeceğiniz hiçbir ateşi yakmayın. Biz kontrollü olarak yaktık fakat gece boyunca büyük ateşi, çadır yakınlarında yakılan küçük ateşleri kontrol edip söndürmeden uyumadık. Ayrıca alanın bakirliği ve güzelliği ulaşımın zor olmasında saklı. Bu sebeple alanı tertemiz bırakmayı unutmayın, güzelim doğayı kirletmeyin ki hep böyle güzel kalsın. Siz orada bir ya da iki gün geçirirsiniz ama attığınız çöp yüzyıllarca orada kalacak bunu unutmayın.

Kampiz ekibiyle Dikili Aşıklar Şelalesinde çok keyifli bir kamp yaptık. Çok güzel insanlar tanıdık. Kampın son günü dostlarımızla çekilen fotoğrafımızdan ne kadar mutlu ayrıldığımız anlaşılıyor. Sizlere de şimdiden keyifli kamplar. :)

  

Çadırı kur, ateşi yak, doğayı kucakla.

 

Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar

 

 

Read More
      edit

14 Temmuz 2018 Cumartesi

Published Temmuz 14, 2018 by with 0 comment

Kamp.İZ Film Günleri- The Salesman


Heyyoo! Kamp.İz Kültür Sanat ara vermeden film gösterimlerine devam ediyor. Şimdi de karşınıza öfke ve vicdan arasında kalmışlığı tokat gibi yüzümüze yüzümüze vuran The Salesman'la geldik.

İz-leyici köşemiz...

The Salesman, benim bu film ile ilgili naçizane düşüncem; iyi insanlar, hangi şart ve koşullarda ve hangi kötülükler ile karşılaşmak zorunda olsalar dâhi yine de vazgeçemiyor iyiliklerinden. Fakat diğer taraftan ikiyüzlü ve içinde kötülük barındıran kişiler, her türlü pisliğe katlanmaktan, onu yapmaktan çekinmez iken, tek düşündükleri gördükleri itibar ve yaşadıkları rahatlık, bu şekilde sonsuza dek yaşayabilirler ve onları utanç, ahlâksızlıklar öldürmez iken yedikleri bir tokat, yumruk ile ölebilirler..

Basit bir olay, sıradan bir kamera, amatör oyunculuklar. Finale gelindiğinde insanı derinden sarsan bir trajediye dönüşüyor. İran filmi diye pek bir beklentim yoktu. Ancak yönetmenin bakış açısı gerçekten ürkütücü denecek kadar keskin bir eleştiriyi barındırıyor içinde. Kesinlikle tavsiye ederim. Üzerine uzun uzun düşünülecek bir film .

İntikam ile acıma duygularını karmaşık bir şekilde tattıran İran  kökenli bir film. Sahne geçişlerinin yavaş olması insanı ara ara sıksa da merak öğesini sürekli tepede tutarak  insanı filmde tutmayı başarıyor. Ara ara ipuçları vererek kafanızda senaryo canlandırmanızı  sağlıyor.

Filmde Emad intikam alan genç erkektir. Karşısındaki ise yaşlı ve savunmasız görünen bir erkek.. Ve böylece Rana’nın başına gelen olay meşruluğunu kaybediyor.. Çünkü adam yaşlıdır.. Toplumsal ahlakın da bir getirisi olarak yaşlılara saygı göstermeliyiz tabii.. Ama bence insanlara saygı göstermeliyiz insanlığını yitirmişlere değil..
Peki gerçek savunmasız kimdir? 
Bu durum İran’da genel ise de; tüm dünyada kadın olmanın zorluklarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyarak işlemiş.

The Salesman hem gelenek hem de modernizmle harmanlanmış bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Film boyunca tanık olduğum en çarpıcı nokta ise, eski kiracıyı hiç görmememiz, Rana’nın başına gelen olayın aktarılmaması İran’daki kalıplaşmış yapıyı en net şekilde işlemiştir. 


Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.
İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 


Read More
      edit

9 Temmuz 2018 Pazartesi

Published Temmuz 09, 2018 by with 0 comment

Menderes Balaban Göleti

Menderes Balaban Göletine ulaşım Cumaovası aktarmadan 829 nolu eshot ile sağlanıyor. Yeniköy girişinde inip gölete kadar 3 km civarında yürümeniz gerekiyor.

Balaban Göleti












Balaban Göleti oldukça sakin kafa dinlemek için çok güzel bir doğaya sahip. Göletin suyu temiz ve yüzülebiliyor. Fakat göletin içine cam şişeler atılmış ve bazı yerler çukurlaşmış o yüzden dikkatli olmanızda fayda var. Gündüz günübirlikçi bir kaç grup oluyor onun dışında kimse yok.

















Biz çadırlarımızı bu konumda kurup sabah bu manzaraya karşı uyandık. Alanın ağaçlık odun bulmakta sorun yaşamıyorsunuz. Gece hiç ışık yok ve geceye sessizlik hakim. Hava kararmadan odun toplayıp akşam ateşinizi hazırda tutmanızı tavsiye ederim.
 

















Ateşi kontrollü şekilde yakıp söndürmeden uyumayı unutmayın. Köyde bir kaç bakkal ve manav var alışverişi ordan yapabilirsiniz. Fakat çeşit konusunda kısıtlı yerler yine de köyden bir köy yumurtası almadan geçmeyin.


















Balaban Göleti kesinlikle uğramanız gereken yerlerden biri henüz kamp alanı olarak keşfedilmeden ve insanların uğrak noktası olmadan önce gidip görmeniz gerekiyor. Alttaki fotoğrafı görüpte gitmemek mümkün mü sizce?



















Herkese iyi kamplar dileriz.
Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.

İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar
Read More
      edit

2 Temmuz 2018 Pazartesi

Published Temmuz 02, 2018 by with 0 comment

Kamp.İZ Film Günleri- Fight Club



Kültür Sanat olarak ikinci filmimiz, kültlerin başını çeken, hem stres attıran hem de strese iten Fight Club ile selamlıyoruz!


 İZ-leyici köşemiz...

David Fincher'ın kara mizahı muazzam derecede iyi denebilir. Ayrıca Fight Club'ı her izlediğimde farklı detayları görüyorum. Özellikle son sahnedeki 25. kare yerleştirmesi süperdi, 4. izleyişimde fark ettim.
 @cengizmcinar

Beyaz yakalılara değinmiş olması acaba David Troçki'st mi sorusunu akla getirse de bunu çok umursamadan çikolatalı sütümü içiyorum çünkü kahvaltı önemli.

Monoton yaşamdan sıyrılmak isteyen herkese bir mesaj veriliyor... Bu mümkündür lakin "güç" faktörü devreye girince herşey ve herkes kontrolden çıkabilir. 

Filmi 7. izleyişimde renklerin film üzerindeki etkisine bir kez daha tanık oldum. Alt metinlerle, filmde görülmeyen birçok anlatı söz konusu. 

.. çoook uzun zaman önce izlemiştim sahnelerini bile unutmuşum, dün akşam da baştan sona kesintisiz izleyemedim ama bağımlılıklarımızı kırmamızı söyleyen bir film. Esareti içine girmiş, hayatlarından bunalmış ve değiştirmek isteyen ama yeterli zekaya veya güce sahip olmadığını düşünen insanlar Tyler gibi birinin gelmesini bekleyecekler... Kendilerinin yerine, yapılmasını istediği şeyleri yapacak birinin gelmesini... İçinizdeki gücü fark edin, bir kurtarıcının gelip sorunlarımızı çözmesini beklememeliyiz. Kendinize güvenin.. Yani demek istediğim; Tüketim toplumu olmak yerine önce insan olduğumuzu ve birey olduğumuzu hatırlamamız gerekli demek çok daha doğru bir mesaj olur.

İnsanların herkes gibi olma çabalarının yanı sıra içinde bastıramadığı farklı bir benliği de vardır ve bu bazen biz farkında olmadan tüm hayatımızı kontrol etmeye başlar. 

Çocuklar ölmeden önce ne yapmak isterdiniz? Hayatımızın sorusunu, hayatımızı sorgulamamızı hayatımıza sahip olmamızı veya hayatımızın bize sahip olmasını; hangisini tercih edeceğimizi bulmamız gerekiyor.

Düşük profilli kendini gerçekleştirememiş insanlar kendilerinden çok fazla farkı olmayan hastalığından dolayı ayrı bir boyut yaşayan bir adamın izlerinde iyice robotlaştılar benim sezdiğim alt mesaj her ne kadar modern köle düzenine karşı çıksanız da yine en idealinin o olduğuna ikna olacaksınız olarak şekillendirilmiş diye düşünüyorum kendimce.
Mücahit Altıok


Fight Club izlemeden önce bir dövüş filmi zannettiğim ancak izledikten sonra öyle olmadığını anladığım bir filmdi. Aslında normalde sandıklarımızdan ve gördüğümüz çerçeveden hayatın daha farklı olduğunu gösterdi. Hayattaki dünyevi şeylerin aslında bize dayatılan almaya ve öyle yaşamaya mecbur hissettiren algılardan ibaret olduğunu anlatan bir filmdi. Sahip olduklarımız hayat kalitemizin bir ölçüsü olduğunu sandığımız ama sahip olduklarımızın bize sahip olduğunu anlatan bir başyapıt olarak gördüğüm zevk ve ilgiyle izlediğim bir film oldu benim için. Ayrıca kampiz ailesiyle birlikte birşeyler paylaşmak herzaman olduğu gibi ayrıcalıklı ve kaliteli zaman geçirmeme vesile oldu. Umarım bir diğer film gününde daha kalabalık bir şekilde yeni dostlar edinmek üzere kendinize iyi bakın... :)
@memduhmert


Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.
İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 


Read More
      edit
Published Temmuz 02, 2018 by with 0 comment

Kamp.İZ Film Günleri- Kosmos





Evvett Kocaman Kamp.İz ailesi... Çok güzel bir etkinlikle daha karşınızdayız. Ta ta ta taa! 

İlk filmimiz Kosmos’tan bahsedeyim. Aslında ben değil Kültür Sanatlılar bahsedecek.. Fakat ben de yazmadan edemedim. Reha Erdem sen n’aptın ya diyorum. Doğa- kültür dikotomisinin en net anlatımı kesinlikle Kosmos. Canım Kosmos! Haftada bir muhakkak izliyorum. E bir de tabii bende yeri çok derin Kosmos’un göz bebeğim... Her neyse dedim ki Kültür Sanatın ilk izlenmesi gereken filmi de bu olması gerek. Veee zafer inananlarındır!

O halde başlıyorum...

Reha Erdem, her şeyden önce film karşısında rahatça istediğimiz kapısından girip istediğimiz kapısından çıkabileceğimiz bir masal evi izlenimini vermektedir. Filmin semboller aracılığı ile kurulan anlam katmanlarını engellememektedir. İlk dikkat çekici ayrım, isimler konusunda ortaya çıkmaktadır. Ana karakterlerden mavi atkılı genç kadının kendini "Neptün" olarak adlandırması üzerine "Kosmos" ismini kendine yakıştırması ve diğer sahnelerde adının Battal olduğunu söylemesi buna örnek verilmektedir. Yunan mitolojisinde Kosmos birçok şekilde evrilme yaşamış olsa da karaktere uygunluk olarak yaşadığı ve yaşatmak istedikleriyle günah yuvası demek doğru olmaktadır. Kosmos’un Kars’ ın sınır köylerinden birinde kendini bulmasıyla Apollon ve Dionysos girizgahı başlamış bulunmaktadır. Kosmos (Battal) karakteri; uzun, karlı, soğuk ve renksiz köye bir ulumayla girmektedir. Aslında kendisi dionysostur. Doğa, aşk, cinsellik, kurallara uymak istememe, mistik özellikler Kosmos’ un film boyunca yolculuğunda onu hiç bırakmamaktadır. Boğulmak üzere olan çocuğu kendine getirmesi, köy halkı tarafından onun kabul görmesi için bir neden olmaktadır. Köydekilerden tamamen farklı bir karakter ve yaşayışı olduğu için birçok davranışı ilk başta hoş görülmeye çalışılmaktadır. Fakat daha sonra köye hırsızlığın girmesi farklı bir boyut kazandırmaktadır. Çünkü köy tamamen sakinlik, kurallar ve askeri bir düzen üzerinde kurulu olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğa ve kültür dikotomisinin keskin olarak anlatımı söz konusudur. Kosmos ve Neptün’ ün kendilerini doğayla özdeşleştirip, kültürün doğurduğu kurallara baş kaldırıyı benimsemeleri yer almaktadır. Yaşadığı her zaman için zevk almak gerektiğini kahvede otururken ölümle anlatmaktadır... Fakat ölüler için ödül yok, söylemi aslında öldükten sonraki yaşamın onun için olmayışına ve dünyadan zevk almanın gerekliliğine bir gönderme sağlamaktadır. Bir diğer konu ise Kosmos’un köy esnafının dükkanlarına girip paralarını alması, yani ahlak bir çıkarım gözetmediği, kuralları elinin tersiyle ittiğinin göstergesidir. Çünkü o Dionysos-tur ve  çalışmayı çok önceden arkasında bırakarak buraya gelmiş bulunmaktadır. Öte yandan Apollonik olarak değinilmesi gereken diğer mesele de Neptün ve Yahya’nın ahırın oradaki konuşmasının altında yatmaktadır. Neptün babası Yahya’ya hayvanların öldüklerinde ne hissettiğini sormaktadır, Yahya da ona mutlu olduklarını söylemektedir. Yahya’nın inanç, kültür ve kurallar bağlamında topraktan gelip toprağa gideceği düşüncesi bütün canlılar için hem fikir oluşturmaktadır. Doğa ve kültürün tekrardan bir aradalığı ve çatışması söz konusudur. Kosmos’ un şifa veren bir zat olarak görülmesi köyde artık dengelerin biraz daha ona kaydığını göstermektedir.

Devamı var tabi ki...

Tutucu fikirleri olan insanlarla dolu bir bölgede kendini özgürce ifade eden ve kendine has hareketleri ile dikkat çeken şahsa hayran kaldım. Ara ara kafamın karıştığı, anlamlandıramadığım sahneler oldu lakin genel yapısıyla filmi çok beğendim. Severek izledim. 


Kosmos çözümlenmesi güç bir film. Bizim gibi davranmayan insanları garip bulduğumuz gibi filmi de garip bulabilirsiniz. Belki alt metni nedir anlamakta zorlanabilirsiniz. Bizim bakış açımızı kısıtlayan şeyleri bıraktığımız an kosmos bize daha anlamlı, Kars daha kasvetli ve hayat daha basit gelecektir. Filmi izlerken ara ara Sermet Yeşil'in çekimlerde yaşadığı zorlukları düşündüm. Koşuyor, düşüyor, yine koşuyor ve o soğukta saatler geçiriyor. Müthiş bir azim, muazzam bir film.
@cengizmcinar

''Size sarılmaya geldim!'' Filmde geçen bir söz öbeği.. Kosmos&Neptün= Hayvanlardan ne farkımız var? Sorusunu kendimize yöneltmemizi sağlıyor... Hepimiz aynı şekilde ölüyoruz. İlginç ve düşündürücü bir film.
@gmz.sert



Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.
İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 




Read More
      edit

10 Haziran 2018 Pazar

Published Haziran 10, 2018 by with 0 comment

Karagöl Tabiat Parkı

Karagöl Tabiat Parkına ulaşım Karşıyaka Yamanlar Mahallesi üzerinden özel araçla sağlanıyor. Toplu ulaşım Yamanlara kadar var fakat sonrasında otostop için zor o sebeple özel aracınızın olması en iyisi.
Yamanlar - Karagöl Ulaşım











Karagölde işletme giriş için kişi başı 7.5 tl, araç başına ise 22 tl alıyor. Konaklama için çadır başı 30 tl. İşletmenin elektrik, wc ve restoran gibi imkanları mevcut fakat hiç yardımcı olabilecek tipler değiller. Ayrıca restoran pahalı siz alışverişi dışardan yapın. Alanda telefon çoğu yerde çekmiyor. Ancak yukarıya çıkarsanız belli noktalarda çektiği oluyor.














Alan milli park olması sebebiyle koruma alanı kapsamında o sebeple gölde balık tutmak ve alanda ateş yakmak yasak. Yine de size ateş yakabileceğiniz alttaki şeylerden veriyorlar bu sayede alana zarar vermemiş oluyorsunuz.











Karagölde hava normale göre 10-15 derece daha soğuk oluyor. Biz Kasım ayında kamp yaptık hem soğuk hem yağmurluydu. Ağaçların altına çadır kurarak yağmurdan korunmaya çalıştık.













Karagölün bizim için önemi Kampiz ailesinin ilk kampıydı ve kimse birbirini tanımıyordu ama herkes yıllardır tanışıyor gibi samimi ve sıcaktı. Karagölde kurulan dostluklar hala devam ediyor belki de Kampizin bugün hala aktif olacağının habercisiydi kurulan bu dostluklar.


Herkese iyi kamplar dileriz.
Sorularınız ve önerileriniz için bize yazın.
İnstagram: @kamp_iz
Facebook: Kampiz 
Hazırlayan: @cengizmcinar
Read More
      edit